2024 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Projesine İlişkin İş Birliği Protokolü İmzalandı

+
-
0
01 Haz 2024
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, TÜBİTAK, Hacettepe Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi 12. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Projesine İlişkin İş Birliği Yapacak

"2024 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Projesi"ne ilişkin iş birliği protokolü, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, TÜBİTAK, Hacettepe Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi arasında Strateji ve Bütçe Başkanlığında düzenlenen törenle imzalandı. 

Burada konuşan Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, nüfus yapısının tespit edilmesinin, birçok alanda atılacak adımların belirlenmesinde kritik önem taşıdığına işaret etti.

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın 1968'ten beri her 5 yılda bir yapıldığını anımsatan Şenel, bu araştırmanın 12'ncisini başlatacaklarını söyledi. Şenel, araştırmanın, başka bir veri kaynağından sağlanamayan doğum, ölüm ve göç göstergelerinin zaman içindeki değişimini, bu değişimde etkili olan faktörleri ortaya koyduğunu ve bu alanlarda geliştirilecek politika ve stratejilere yön verdiğini ifade etti.

Şenel, araştırmanın, TÜBİTAK'ın "Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı" (KAMAG) kapsamında Başkanlığın finansal desteğiyle gerçekleştirileceğini belirterek, "2024 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması kapsamında yaklaşık 20 bin haneyle görüşme yapılarak veri toplanacak. Araştırmayla, Türkiye'de demografik olgular hakkında bilgi sağlayarak, günümüzdeki ve gelecekteki demografik, toplumsal ve anne-çocuk sağlığına ilişkin politikaların biçimlendirilmesine ve yeni stratejilerin geliştirilmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.

Araştırma kapsamında ele alınacak konulara da işaret eden Şenel, 5 yaş altı çocuklarda büyüme geriliği, kötü beslenme alışkanlığı, obezite yaygınlığı, aile planlaması ihtiyacının karşılanma durumu, herkes için yaşam boyu öğrenim fırsatlarının yaygınlığı, erken çocukluk gelişimi endeksi, 20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlenmiş kadınların oranı, gebeliği önleyici yöntem kullanımı, doğumları bir kamu kurumu tarafından tescil edilen 5 yaş altı çocukların oranı gibi verilerin de elde edileceğini söyledi.

Şenel, Sağlık Bakanlığı için önem taşıyan doğum öncesi bakım, doğum hizmetleri, doğum sonrası bakım, aşı ve anne çocuk sağlığı gibi konular hakkında bilgi toplanacağını da bildirerek, "Ülkemiz, coğrafi konumu ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi nedeniyle yoğun düzensiz göçle karşı karşıya kalarak, 2015'ten bu yana dünyada en fazla sığınmacı bulunduran ülke konumuna gelmiştir. Bu konuda ülke olarak yabancıların sosyal, ekonomik ve kültürel hayata uyumlarını desteklemeye çalışıyoruz, kanıta dayalı, bütüncül, etkin ve sürdürülebilir bir göç yönetimini sağlamayı hedefliyoruz" dedi.

Bu komite, Strateji ve Bütçe Başkanlığı başkanlığında, Aile ve Sosyal Hizmetler, Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıkları, Türkiye İstatistik Kurumu, TÜBİTAK, Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Marmara Üniversitesi Nüfus ve Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi temsilcilerinden oluşacak" değerlendirmesinde bulundu.

"Yapay zekanın da sürece dahil edilmesi faydalı olacak"

TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal da burada yaptığı konuşmada, nüfus verilerinin öneminin giderek arttığını söyledi. Çalışmanız ülkemiz için oldukça kıymetli olduğunu vurgulayan Mandal, “Özellikle pandemi dönemiyle beraber dünyada yaşanan süreçlerdeki bilim temelli, teknoloji temelli çözümlerin önemi daha fazla artıyor. Nüfus ve sağlık odağına baktığımız zaman, bu veri üzerinden de bir takım politikaların buna göre kalkınma planlarıyla da bir ilişkisi önemli. Nüfus verilerinin kıymeti artıyor. Yani bir diğer ifadeyle, biz gelecekteki senaryoları hazırlarken, çizerken hem bu çevresel boyutta, hem ekonomik boyutta, hem toplumsal boyutta, hem jeopolitik boyutta ki ülkemiz açısından özellikle bulunduğu coğrafya açısından, hem de teknolojik boyutta bu ilişkiyi doğru yönetebilmek gerekiyor.” dedi. Karmaşık, dinamik ve değişken hale gelen güçlüklere karşı çok boyutlu bakış açışı gerektiğine işaret eden Mandal, “Toplum için bilgi üretmekten toplumla birlikte bilgi üretmeye doğru bir dönüşüm var” vurgusu yaptı. 

“1968 yılından bugüne kadar yapılmış olan çalışmanın bu evresini özellikle bu açıdan çok kıymetli buluyorum.” diyen Mandal, “Bu sadece geçmişteki yaptığımızın yeni bir 5 yıllık çalışması değil, aynı zamanda yöntemsel olarak da kamu ile daha fazla çalışılacak, toplumun artık daha fazla kendisini söz sahibi olarak görmek istediği bir dönem. Tüm hane halklarıyla yapılacak olan görüşmelerde, geçmişe sadece bir veriyi toplayıp, bir kamu kurumuna bunu verip, gelecek açısından da o veriyi kullanma noktasından çok daha fazla kamunun bu veriye olan ihtiyacını gidecek şekilde bir süreç yürütülecek. O yüzden elde edilecek olan veriler geçmişe göre çok daha büyük bir anlam ifade edecektir” değerlendirmelerinde bulundu.

Afetlerle karşı karşıya olacağımız bir coğrafyada yaşadığımızı hatırlatan Mandal çalışmanın dinamiklik olmasının önemine değindi. 

Prof. Dr. Mandal, “Gelecekteki yaşanabilecek göç olayları noktası, bu hem sınır dışı göçte hem ülke içindeki göçler noktasını da dikkat alabilecek bir şekilde belki araştırmayı kıymetlendirmek gerek. Dünyadaki senaryolar oluşturulurken, yapay zekanın da bu sürece aktif bir şekilde dahil edilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Bu hocalarımızın yetkinliğini çok kıymetli bir şekilde kullanacağı bir ortamda, aynı zamanda hem manuel sisteme hem dijital sisteme doğru dönüşüm yapılırken, aynı zamanda gelecek açısından senaryolar hazırlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

“2008 yılından bu yana olduğu gibi KAMAG 1007 program koduyla beraber yürütülen bir programımız kapsamında bu sürecimizi başlatıyor olacağız.” diyen Mandal, “5 yıl sonra, 3 yıl sonra ne çıkacağından daha çok 6 aylık veya yıllık dönemlerle bunun değerlendirmesinin de faydalı olacağını düşünüyoruz. İnşallah bu konuda biz de kendi değerlendirme ve izleme sürecimizi bu anlamda özel olarak yürütüyor olacağız. Şimdi buradan elde edilecek olan verilerin birçok kurumumuz açısından, ülkemiz açısından, insanlık açısından ve kendimize fayda sağlaması açısından üzerimize düşen katkıyı TÜBİTAK olarak vermeye çalışacağız. Ve tekrar bu sürecin araştırma temelindeki koordinasyonu, izlenmesi ve raporlandırılması görevi verilmesinden ötürü Strateji Bütçe Başkanlığı'na teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran da araştırmadan çıkacak sonuçların bu alandaki politika önceliklerini ortaya çıkaracağını ve veriye dayalı planlama ve strateji geliştirme süreçlerine katkıda bulunacağını söyledi.

Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kurt da araştırmayla temel demografik verilerin güncelleneceğini ve politikaların da bu veriler ışığında ele alınacağını kaydetti.

Projede Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü yönetici kurum; Marmara Üniversitesi Marmara Üniversitesi Nüfus ve Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi ise yürütücü kurum olarak yer alacak.

 

-